top of page

Vasatın Yükselişi ve Dijital Kültürün Bedeli | Andrew Keen’in Işığında Bir Eleştiri

  • Yazarın fotoğrafı: Kişisel .
    Kişisel .
  • 28 Haz
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 2 Tem

R. Görkem Çatal

Görüntü, AI tarafından oluşturulmuştur.
Görüntü, AI tarafından oluşturulmuştur.

Dijital çağın hayatımıza getirdiği yenilikler çoğu zaman “özgürlük”, “erişilebilirlik” ve “demokratikleşme” gibi olumlu kavramlarla birlikte anılır. Ancak bu parıltılı kavramların ardında, ciddi bir nitelik erozyonu ve kültürel çözülme riski de gizlidir.


Bu tehlikeyi dillendiren düşünürlerden biri olan Andrew Keen, 2007 tarihli The Cult of the Amateur: How Today’s Internet is Killing Our Culture adlı eserinde, “vasatın yükselişi” olgusunu internetin tetiklediği kültürel bir çöküş olarak analiz eder[1].


"Amatörlük Kültü"nün Yükselişi

Keen’e göre internet, üretim araçlarını herkesin eline vererek kültürel üretimi demokratikleştirmiş gibi görünse de aslında uzmanlığı ve kaliteyi işlevsizleştirmiştir. Çünkü bu ortamda herkes üretici olabilir, fakat herkesin üretimi eşit derecede nitelikli değildir. Keen, bu durumu şöyle açıklar:


“We are replacing the tyranny of the elite with the tyranny of the amateur.[2]
“Elitlerin tahakkümünü, amatörlerin tahakkümüyle değiştiriyoruz.”

Yani toplum, elitizmi yıkarken beraberinde liyakati ve bilgi temelli otoriteyi de kaybetmiştir.


Kaliteye Karşı Popülerlik

Dijital mecralarda değer, artık bilgi veya estetik kalite ile değil, dikkat çekicilik ve viral olma potansiyeliyle ölçülmektedir. Keen, bu değişimi eleştirirken şu ifadeyi kullanır:

“When anyone can be a filmmaker, musician, or journalist, the value of these roles is diminished.[3]
“Herkes bir film yapımcısı, müzisyen ya da gazeteci olabiliyorsa, bu rollerin değeri azalır.”

Yani her bireyin aynı sahneye çıkması, sanat, gazetecilik veya akademi gibi alanlardaki mesleki saygınlığı da gölgelemektedir. Çünkü herkesin "kendi gerçeğini" ifade edebildiği bir dünyada, nesnel gerçekliğin ve kolektif uzmanlık hafızasının yeri sarsılmaktadır.


Bilgi Kirliliği ve Gerçekliğin Aşınması

İnternette herkes içerik üretebilir. Ancak bu içeriklerin doğruluğu, kaynak güvenilirliği ve bağlamsal geçerliliği çoğu zaman belirsizdir. Bu, bilgi kirliliğini artırmakta, gerçeğin algılanmasını zorlaştırmaktadır. Keen bu konuda şöyle uyarır:

“The internet is not the great democratizer-it is the great eroder of truth and trust.[4]
“İnternet büyük eşitleyici değil, hakikatin ve güvenin büyük aşındırıcısıdır.”

Bu da dijital çağda bireylerin sadece yanlış bilgiye maruz kalmasına değil, doğru bilgiye ulaşma arzusunun bile zayıflamasına neden olmaktadır. Çünkü her şeyin eşit göründüğü bir dünyada, eleştirel ayıklama refleksi körelir.


Dijital Çağın Sosyal Sonuçları

Keen, sadece bilgi değil, birey-toplum ilişkilerinin de zarar gördüğünü savunur. Çünkü dijital kültür, bireyin kendi sesine aşırı önem verdiği ama diğer sesleri değersizleştirdiği bir yapı üretir. Şöyle der:

“Blogs have become the blind leading the blind.[5]
“Bloglar, körün köre rehberlik ettiği bir dünyaya dönüştü.”

Bu benzetme, sosyal medya ve blog kültürünün çoğunlukla filtrelenmemiş, denetlenmemiş ve önyargılı fikirlerle dolu olduğunu vurgular. Dahası, bu ortamda en yüksek sesin en doğru bilgi sayılması, toplumsal aklı zayıflatır.


The Cult of the Amateur; internetin sağladığı üretim özgürlüğünün, sorumluluktan ve nitelikten koparıldığında nasıl bir kültürel yıkıma dönüştüğünü gözler önüne serer. Keen’in uyarısı, teknolojiye karşı bir düşmanlık değil, dijital çağın sağduyulu bir muhasebesidir.


Keen’in tezi, teknolojik güçlenme ile kültürel otorite arasındaki ilişkiye dair daha geniş bir felsefi sorgulamayı da beraberinde getirir. Yazarın; sorunu ifade özgürlüğünün kendisiyle değil, bu özgürlüğün eleştirel denetimden yoksun ve bilimsel standartlardan bağlantısız hale gelmesiyle ilgilidir. Bu, José Ortega y Gasset’nin Kitlelerin Ayaklanması eserindeki “kitle insanı” eleştirisini hatırlatır. Ortega, kültürel kurumların işleyişini anlamadan onları işgal eden kalabalığın tehlikesine dikkat çeker. Keen’in bu eleştiriyi dijital çağ bağlamında yeniden üretmesi, modernitenin temel bir gerilimini -bireysel özgürlük ile toplumsal sorumluluk arasındaki çatışmayı- yeniden gündeme getirir. Düşünsel üretim gücünün bütünüyle kitleye devredilmesi, kültürü ayakta tutan entelektüel ekosistemlerin çökmesine yol açabilir.


Daha da çarpıcısı, The Cult of the Amateur, bugün sıkça sözü edilen “hakikat sonrası kültür” durumunu yıllar öncesinden öngörür. Kitap; Instagram, TikTok gibi platformların yükselişinden ve algoritmik içerik politikalarının siyasallaşmasından önce yazılmış olsa da, bu süreçlerin bilgi üzerindeki yıkıcı etkilerini olağanüstü bir netlikle tasvir eder. Bu açıdan bakıldığında Keen’in eseri sadece Web 2.0 eleştirisi değil, dijital popülizmin kültürel sonuçlarını anlamak için temel bir metin olarak değerlendirilebilir. Eğer herkes bir yayıncı, editör ve yorumcuyaysa, gerçeği ayıklamak imkânsız hale gelir. Keen’in çağrısı, elitizme dönüş değil; ayıklama, kürasyon ve “yavaş bilgi”nin yeniden değer kazanması gerektiğidir. Mesajı hem uyarıcı hem de umut vericidir: Bizi özgürleştirmesi beklenen dijital araçlar, sonunda bizi kendi kuru gürültümüzün altında boğabilir.


Bu eleştirilerin Türkiye bağlamında da güçlü karşılıkları vardır. Türkiye’de son yıllarda sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, uzmanlık gerektiren alanlarda dahi popüler olanın uzman sayılması gibi ciddi bir bilgi krizi yaşanmaktadır. Twitter (X), YouTube ve TikTok gibi platformlarda, eğitim ya da mesleki deneyimi olmadan sadece dikkat çekici içerik üreten kişilerin “kanaat önderi” haline gelmesi, kamuoyunun şekillenmesini doğrudan etkilemektedir.


Akademisyenlerin ya da gazetecilerin titizlikle hazırladığı içerikler, çoğu zaman anlık reaksiyonlar içeren paylaşımların gölgesinde kalmaktadır. Bu durum, yalnızca bireysel bilgi düzeyini değil, kamusal tartışma kalitesini ve demokratik karar alma süreçlerini de zayıflatmaktadır. Türkiye’de özellikle ekonomi, sağlık, eğitim gibi alanlarda “sosyal medya uzmanlığı” adı altında yükselen vasatlık, Andrew Keen’in uyarılarını adeta somutlaştırmaktadır. Eğitimli ve liyakat sahibi kişilerin seslerinin kısıldığı; yerine bilgi değil etkileşim hedefleyen içerik üreticilerinin geçtiği bu yeni medya düzeni, kamusal aklın vasatlıkla yer değiştirdiği bir kültürel iklim yaratmaktadır.

 

Bugün geldiğimiz noktada sormamız gereken belki de en kritik soru şudur:

"Her sesin eşit çıktığı bir dünyada, anlamın sesi nasıl duyulacak?"

 

Kaynakça

  1. Keen, A. (2007). The Cult of the Amateur: How Today’s Internet is Killing Our Culture. Doubleday/Currency.

  2. Ibid., s. 15.

  3. Ibid., s. 34.

  4. Ibid., s. 47.

  5. Ibid., s. 59.

 
 
bottom of page